28 Ekim 2008 Salı

Yasak..


Blogger da kapatıldı mâlum geçenlerde, biliyorsunuzdur. "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir" yazısıyla karşılaştı Blogspot uzantılı sitelere giren Türk Telekom kullanıcıları. Bu engellemeler ne zaman başladı bilmiyorum ama benim hatırladığım ilk örneği Ekşi Sözlük'le birlikte birkaç sitenin bir anda erişime kapatılmasıydı. O zaman şimdikinden bile daha göstermelik bir uygulamaydı. Sitenin ip adresini girince erişilebiliyordu falan. Bu teknik muhabbetlerden pek anlamam o yüzden uzatmayayım yalan yanlış şeyler söylemek istemiyorum. Bu bahsettiğim ilk engellemelerde siteye girince karşınıza çıkan sayfa oldukça komikti, bilen bilir. Şimdi Youtube'a falan girdiğinizde düzgün bir dille erişimin engellendiği yazıyor, altında da "Bilmemne mahkemesinin bilmemne kararı..." diye anlatıyor. İlk engellemelerde beyaz bir sayfada kırmızı renkli büyük harflerle "BU SITEYE ERISIM MAHKEME KARARIYLA ENGELLENMISTIR!!!!!!" yazıyordu. Sanırsın Türk Telekom değil de "TuRkIsH H@cKeR TeAm" falan kapatmış siteyi.

Şimdi "Bu yapılan bir domates çürük çıktı diye bütün pazarı kapatmaya benziyor bik bik bik." gibi akıl dolu muhteşem örneklerle olaya tepki göstermek istemiyorum. Herkes neyin ne olduğunu anlayacak kafaya sahip bence. Kimse de benim bu konuda keseceğim ahkâmlara ihtiyaç duymuyor. Neyse. Blogspot'a erişim engellendiğinden beri birkaç kişiden "Olm senin siteye girdik Diyarbakır Sulh Ceza mahkemesi falan diyor ne iş lan başın belaya mı girdi." gibi tepkiler aldım. O insanlara anlattım "Ha yok işte bütün bloglar kapandı." falan diye. Ama deli gibi yalanlar söylemek istedim bir yandan. "Evet" demek istedim, "Evet, yazıp çizdiklerimden dolayı devletle başım belada; haftaya Diyarbakır'a gidiyorum. Duruşmam var. Yakamı bırakmıyorlar." demek istedim. İnsan kendini bir bok sanmak istiyor. Ama yüreğim elvermedi temiz yürekli insanları kandırmaya.

Böyle. Geçici olarak açılmış Blogger, ben de kapanmadan ekleyeyim bir şeyler dedim. Ha benim için sorun değil, ayıptır söylemesi ODTÜ'nün çılgın internet hizmeti sağolsun ben her yere girebiliyorum. Ama ya sizler. Sizler olmadan ben neyim ki. Gerçi ekim ayı boyunca altı adet yazı ekleyip bunları söylemeye nasıl yüz bulabiliyorum bilmiyorum. Geçen gün annem aradı, "Daha komik şeyler koysana bloguna." dedi. Üzüldüm. Utandım. Neyse kapanacak zaten yakında eheh -oha.

s.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

alfred pennyworth: a long time ago, i was in burma, my friends and i were working for the local government. they were trying to buy the loyalty of tribal leaders by bribing them with precious stones. but their caravans were being raided in a forest north of rangoon by a bandit. so we went looking for the stones. but in six months, we never found anyone who traded with him. one day i saw a child playing with a ruby the size of a tangerine. the bandit had been throwing them away.

bruce wayne: then why steal them?

alfred pennyworth: because he thought it was good sport. because some men aren't looking for anything logical, like money. they can't be bought, bullied, reasoned or negotiated with. some men just want to watch the world burn.
[later in the film]

bruce wayne: the bandit in burma, did you catch him?

alfred pennyworth: yes.
bruce wayne: how?

alfred pennyworth: we burned the forest down.

s. dedi ki...

Bütün ormanı yakmışlar yani...

...diyerek konuyu özetliyorum=D