Bilgisayar serüvenim ne zaman başladı emin değilim. Ama internet kafelerde başladığını hatırlıyorum. Fifa 99 oynuyordum ama bak, yeni çıkmıştı, demek ki o yıllarda olsa gerek. Neyse efendim o zamanlar internetle pek aram yoktu. Gider Counter-Strike, Fifa, Championship Manager gibi oyunlar oynardım. O zamanlar bilgisayar evde bir lükstü sanırım. Herkes bilgisayar sahibi değildi. Yıllar geçti, bir şeyler oldu; bilgisayar doğal bir ev eşyası haline geldi maalesef. Keşke gelmeseydi.
İlk zamanlar internet yoktu. Mal gibi Paint'te resimler çizer, aptal oyunlarımı oynamaya devam ederdim. Sonra internet geldi. Keşke gelmeseydi.
Efendim mal gibi bir hayat sürüyorum. Bilgisayarı açıyorum. Facebook'a giriyorum. Oradan Ntvmsnbc açıyorum. Sonra Ekşi Sözlük falan derken akşamı ediyorum. İzmir'deyken annem yemeğe çağırıyor. Gitmiyorum. Tepsiyi alıyorum, bilgisayarın başına dönüyorum. Sanırsın dünyayı kurtarıyorum orada. Muhtemelen MSN'de birileriyle trans halinde konuşup geri zekalı gibi sırıtıyorumdur "Ikhhıheıhae" diye burnumdan sesler çıkararak. Ya da Facebook'u açmış mal gibi fotoğraflara bakıp insanların "Berke is üZqühnn..." gibi iletilerine bakıyoumdur boş gözlerle."Playfish" adlı oyun yapan bir kuruluş var Facebook'ta. Bu insanların yaptıkları "Who Has The Biggest Brain?" ve "Geo Challange" adlı oyunlar adeta ömrümden bir ömür götürdü. Hayatın gerçeklerini, doğal ihtiyaçlarımı unutturdular bana. ÖSS'de üç beş puan daha fazla alamadıysam, Playfish'tir bunun sorumlusu. İki gün sonra Midterm'im var. Bildiğin vize işte. Ben ne yapıyorum? Facebook'tan fotoğraf bakıyor, "You won 1.000.000.000.000.000 $ in British Lottery!!!" gibi aptal mailleri her niyeyse okuyorum büyük bir ciddiyetle, geri zekalı oluyorum gün geçtikçe ama dur bakalım.
Şikayet kutusu gibi oldu ama, bu satırları takip eden siz değerli okurların da büyük bir kısmının az sonra Facebook'a girip onu bunu dürteceğini biliyorum. Yapacaksınız bunu. Evet.
s.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder