Bir buçuk ay kadar sonra yerel seçimler var malum. Aslında tam seçim zamanı yazmak lâzım gelir bunları ama benim canım şimdi yazmak istiyor. Bakarsın o zaman da yazarız. Nedir bu yerel seçimleri ben ve benim gibiler için özel kılan? Tabii ki oy verebilecek olmanın dayanılmaz heyecanı.
Hafızamı ne kadar zorlasam da, aklımda önemli yer etmiş ilk seçim; 3 Kasım 2002 genel seçimleri. Gerçekten çok renkli bir dönemdi. Çünkü Cem Uzan vardı. Star Tv'de bir şampiyonlar ligi maçının arasında beyaz gömleğiyle ortaya çıkmış, “İş adamı kimliğini bir kenara bırakıp siyasete atıldığını” söyleyerek milyonları sevince boğmuştu. Star sağolsun, o dönemde Cem Uzan'ın yaptığı hiçbir şeyi kaçırmadık. Gazetesiyle, televizyonuyla adeta seferber oldular biz hiçbir şeyi kaçırmayalım diye. Star gazetesinin manşetlerini her gün beş yüz puntoluk “Cem Uzan Çankırı'da on binleri coşturdu.”, “Durduramazsınız, Türkiye geliyor!” haykırışları süsledi. Gazetenin Pazar günleri Cem Uzan posteri verdiğini de düşünürsek; o dönemlerde Uzan kustuğumuzu herkes anlayacaktır. Ancak ne yazıktır ki “Bir şirketle Amerika'yı dolandırdı, başbakan olsa kim bilir neler yapacak ehe mehe.” sözleriyle girilen bu seçimde, Genç Parti barajı aşamadı. Genç Parti'nin 2007 seçimlerindeki stratejisinin de yine Şampiyonlar Ligi maçları esnasında alta “Mazot 1 Lira olacak.” şeklinde bir banner koymaktan ibaret olduğunu ise sanırım hepiniz hatırlarsınız. Neyse. En renkli siyasi karakter Cem Uzan olduğu için ondan bahsetmek istedim.
Yerel seçimlerin heyecanı daha bir başka. Kendi şehrinin belediye başkanını seçince insan, o konularda ahkâm kesmekten çok hoşlanıyor. Komplo teorileri havada uçuşuyor. Yok efendim şimdiki başkan o araziyi birine “peşkeş çekmiş” de, kaldırım taşları sökülüp yeniden takılıyormuş da, bu işten birilerinin “rantı varmış” da. Bunlar sıkıcı konular. Hiçbir zaman yerel seçimleri çok sevemedim bu yüzden. Öyle heyecanlı mitingler yok falan. Tek bekleyiş “CHP İzmir adayını açıkladı.” falan haberleri. Olsun, bunun da eğlencesi başka.
Neyse efendim fazla uzatmamak lazım. Fazla eğlenceli bir konu gibi gözükmese de, benim açımdan seçim hoş bir şey. Televizyonlarda renkli renkli Türkiye haritaları, orada şu sandık açıldı, burada bu kadar oy sayıldı. Oyun gibi valla. Oturup izlerim her zaman. Sonunda bu seçimde oturup izlemenin dışında oy da kullanacağız. TRT yine her seçim öncesi olduğu gibi “Nasıl oy veririz?” temalı reklam filmini dayar yakında. Belki dayamıştır bile. “Yüksek Seçim Kurulu bildiri yayımladı.” haberleri de başladı mı, değmeyin keyfime. Gideyim de kim kime nereyi peşkeş çekmiş, hangi başkan adayı nerelerden rant sağlamış öğreneyim. Oy vereceğiz tabii. Esen kalın.
s.
1 yorum:
harbiden oyun gibi seçim ekranı. çok renkli lan. ben de seviyorum seçim sonrasıları. oy verecek olmanın dayanılmaz hafifliği de cana can katıyor. teşekkürler.
Yorum Gönder