10 Şubat 2009 Salı

Anı 8: Dayak..


Efendim bugün karşısınıza aklıma geldikçe hâlâ tüylerimi diken diken eden, kanımı donduran, sinirlerimi tepeme çıkaran bir anıyla çıkıyorum. Zaten yukarıdaki çizime bakarak tahmin edebilirsiniz bunu. Tıpkı bir önceki anıda olduğu gibi bu anımda da ortaokuldayım. Altıncı sınıf. Yaş 11. Suratımın sol tarafında gördüğünüz sıvı ise, tükürüktür. Evet. Elim ayağım titriyor bak. Neyse.

Ortaokul hayatımın teneffüs eğlencelerinden biri de "Yakalambaç" adı verilen güzide oyun idi. Oyunun mantığına göre iki gruba ayrılır, birbirimizi yakalamaya çalışır, yakaladıklarımızı yangın merdivenin altına tıkarak güya hapse atmış olurduk. Geri zekalı olduğumuzu söylemiştim bir önceki yazımda, hatırlarsınız. Neyse. Yine bu rutin oyunlarımızın birinde, ben takımım adına rüzgarın oğlu gibi koşuyor, rakipleri yakalamak için canımı dişime takıyordum. Karşı takımda şimdi ismini verip rencide etmek istemediğim bir arkadaşım da yer alıyordu. Hafif kısa boylu, şişmanca olan bu arkadaşı yakalamak pek de zor olmuyordu. Nitekim yakaladım da. Ancak kendisi birden deli danalar gibi çırpınmaya, "Bırak lan bırak!" gibisinden laflar etmeye başladı nedensizce. Oyunun kurallarını ihlal ediyor, kendisini tutup yakaladığım halde kaçmaya çalışıyordu. En sonunda "Bırak lan, piç!" diye haykırdı umarsızca ve ellerimden kurtuldu.

Ben olayın dumurunu henüz atlatabilmiş değildim. Piç mi? O anda Sezercik tadında bir "Piç değilim ben!" hezeyanı yaşadım sanırım. Teneffüs sona ermiş, sınıflar dağılmıştı. Hızlı adımlarla sınıfa gittim. İçeri daldım. Oradaydı. Kaloriferin üstünde hiçbir şey olmamışçasına oturuyor, yanındakilerle konuşuyordu. Bu umursamaz tavrı sanırım beni daha da kışkırttı. Yanına gittim. Kolundan tuttum. "Ne diyorsun lan?!" gibisinden bir şey söyledim. Suratıma baktı. Durdu. Suratıma tükürdü.

Buradan sonra film kopuyor.

Son derece mülayim bir insanım. Kolay kolay sinirlenmem. Fiziksel bir kavgaya asla girmem. Önceki yazdıklarımı takip edenler kendi halinde, uslu bir çocukluk geçirdiğimi zaten anlamışlardır. Ancak sağ yanağımda o sıvıyı hissedince, ben insanlıktan çıktım. Kendi halindeki o uslu çocuk gitti, "Mahallenin belalı çocuğu" tadında bir mahlukat çıktı ortaya. Olayın saliselik şokunu atlatır atlatmaz yukarıdaki şekle büründüm. Bütün gücümü sağ elime topladım. Dillere destan bir tokat patlattım suratında. Yere düştü. Kaldırdım. Bir daha vurdum. Düştü. Bir daha.

Tuvalete gidip yüzümü yıkadım. Herif yüzüme tükürdü yahu?! Döndüğümde ders başlamıştı. Yerime geçtim. O ise kıpkırmızı suratıyla hıçkırıyordu. Of. Sevgili okurlarım, yazarken bu anları bir kez daha yaşadım desem yeridir. Hâlâ aklıma geldikçe, gider yüzümü yıkarım. O derece iz bırakmıştır bende bu anı. Yok lan abarttım galiba. Ama sinirlenirim.

Kendisine yıllar sonra ilk kez televizyonda rastladım bu yaz. ÖSS programına telefonla bağlandı. "Hocam merhaba puanım şudur Tıp olur mu acaba?" diye sordu. Hoca da "Olur yavrum olur." dedi. Sonra öğrendim. Olmamış. Ahaha. Esen kalın!

s.

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Sinancım, yazını okurken an ve an yaşadıklarını zihnimde canladırdım. yazının ismini "dayak" koyman sağ yanagına gelen sıvıya yüklediğin anlam mı yoksa senin attığına yüklediğin mi bilmiyorum ama bak doktor olamamış :) sende esen kall... Esin Ablan

Adsız dedi ki...

"Son derece mülayim bir insanım. Kolay kolay sinirlenmem. Fiziksel bir kavgaya asla girmem."

Evet bunun doğruluk payı yüksek, ettiği maksimum fiziksel kavga serviste tepişmektir daha fazlası olmaz gibi. Hatta bir keresinde tepişirken (o ciddi kavgamsı bişeydi ama) kafayı cama vurmuştu o da derinden etkilemiş olabilir. Her neyse sevgiler mülayim insan, durmak yok yola devam...

s. dedi ki...

Bu şekilde beni rencide etmeye hakkın yok sevgili Adios, lütfen :D

Esin abla, çok teşekkür ederim, herkes istediği anlamı yükleyebilir tabii :D

Adsız dedi ki...

oha kendimi buldum içinde..
böle kolay kolay sinirlenmem ama çok nadir aniden patlayabilir kendimi kaybedebiliorum, hatta aklıma 7. sınıfta bana kağıt atan cocuğu, yanımdaki kızın üstünden atlayıp cocuğu boğazlayıp ona kağıtları yedirmem aklıma geldi ..
vay be...

s. dedi ki...

oha.. :D

Adsız dedi ki...

Abi bence bikaç tane daha patlatsaydın

Unknown dedi ki...

hakkaten aslinda az bile olmus..yalniz senin o insanliktan ciktigin dakikalari cok iyi biliyorum..karda kaymaya gittigimizde hicbi yerimin camur olmamasina uyuz olup yere yatirmistiniz beni..sinan iste o an insan oldugundan suphe ettim..yine de teke tekte cok pis alirim seni..gel gel..

Adsız dedi ki...

bu yazıyı kendine getiren şey son iki cümle sanırım, ellerine sağlık ne diyim=)

Adsız dedi ki...

Tukuruk kadar insani sapitmaya sevkeden bise yoktur ya. tokat da bi nebze ama tukuruk ne.

Adsız dedi ki...

Huaaavvkkkk tuuuuuuuuuuuuu

unnamedfeeling. dedi ki...

son paragraf rulez.