3 Ağustos 2008 Pazar

Kanca..


Bilirsiniz şu yukarıda çizmeye çalıştığım aletleri. 1 Lira ile çalışan, kancasıyla oyuncak hayvanlar avlamaya çalıştığımız aletler işte. Her yerde karşımıza çıkıyorlar artık. Çok para yedirdim ben bunlara. Çok fazla. Şu ana kadar yakalayabildiğim oyuncak sayısı ise sıfır. 

Okul gezisiyle Ankara’ya gittiğimde her mola yerinde rastladım bunlara, yanımda kadim dostum Refik de vardı. Her mola yerinde 3-4 Lira kaptırdık bunlara. Olmadı, olamadı. Arkadaşlarımdan para istedim. Durduramıyordum kendimi. Bağımlı olmuştum adeta. Her tanıdık simanın yanına hızla gidip “1 Lira var mı acil!” diye darlıyordum. Aletin başına geçince ise dünyadan soyutluyordum adeta kendimi. Pür dikkat kancaya yön veriyor, alınabilir gözüken oyuncakları kısa zaman içinde saptamaya çalışıyordum. Milimetrik oynamalar yapıyordum kancayla. Zaman ilerliyordu. 10,9,8… Bu andan sonra sağlıklı bir hareket yapamayacağımı düşünüp tüm hırsımla basıyordum düğmeye. Ağır ağır ilerliyordu o kanca aşağı doğru. Heyecan her an katlanıyordu. En sonunda kanca duruyor, kapanmaya başlıyordu. İşte o an. Bu anı betimlemek için uygun kelimeleri seçemeyeceğim sanırım. Ve en başından beri sonunu bildiğimiz film nihayete eriyordu işte. Kanca yukarı çıkıyor, ucuysa bomboş... İşte bu an, filmin koptuğu andır. Bu an, benim canavara dönüştüğüm andır. Aleti tekmelediğim, ağzımdan alevler saçtığım, bambaşka bir insan olduğum an; işte budur. Sonra da son kez bakıyordum alete. Cam bölmenin sağ üst köşesindeki yazıya ilişiyordu gözüm. Tokat gibi çarpıyordu kelimeler suratıma:

“Her seferinde oyuncak kazanamayabilirsiniz.”

Yazık, gerçekten yazık...

Not 1: Bir başka Ankara yolculuğumda 9-10 yaşlarında bir çocuk, gözümün önünde dalga geçer gibi tek hamlede aldı bu oyuncaklardan birini. Hiçbir şey olmamış gibi oyuncağı elinde yürüdü gitti sonra. Arkasından bakakaldım. O günden beri para yatırmadım bu aletlere. Bu da böyle bir hevesti, tövbeliyim artık…

Not 2: Yukarıda betimlediğim “oyun” anını gözler önüne seren “Kumarbaz” adlı bir video da mevcuttur, sanırım “Afyon Kolaylı Tesisleri”nde Refik tarafından çekilmişti. Ara sıra dost meclislerinde izleriz, acı acı gülümserim, geçmiş günler gelir gözümün önüne.

s.

1 yorum:

+urkuaz dedi ki...

Ne gariptir ki 'kanca' anılarım pek gelmiyor aklıma. öyle anılarım var mı öncelikle bunu bilmek lazım :D Hatırlar gibi oldum bak.Hatırladığım en gerçek şey,ben de hiç yakalayamadım