Aslına bakılırsa; 12 Ağustos günü saat 16.30'da binip festival alanına ulaşmam gereken servis arabasının saat 19 sularında gelmesi, festivalin nasıl geçeceğinin sinyallerini veriyordu sanki. Aradaki yaklaşık üç saatlik boşluğu kaldırımda oturarak değerlendirmemiz, evlerden gelen insanların "Evladım niye burada oturuyorsunuz, gördük merak ettik yardım mı lazım?" soruları; bana festivalle ilgili ufak ipuçları veriyordu sanki. "Dur" diyordu, "Dur gitme daha fırsatın varken."
Gittim. Hava kararırken, ben Foça'ya ulaştım. Festival alanına kısa bir yürüyüşün ardından vardım. İnsanlar çadırlarını kurup çoktan yerleşmiş, etraf ana baba gününe dönmüştü. Festival alanıyla ilgili ayrıntılı incelemeleri aşağıda okuyacaksınız.
Artık çadır kurma vaktiydi. Boş bir yer bulundu, çadır kuracak görevliler çağrıldı. Lakin bazı ufak sorunlar yok değildi. Örneğin, çadırı geçtim, biz bile ağaçlara tutunarak ayakta durabiliyorduk. Ağacı bırakan bazı zavallı katılımcılar Roket Takımı gibi göklerde yıldız oluyorlardı. Rüzgar şiddetliydi anlayacağınız. İkinci sorun ise, çadır kuracağımız yüzeyin 80 derecelik açısıyla kaydırak tadı yakalamasıydı. Yani çadırla birlikte sabah denize kayıp hoş sürprizler yaşamamıza olanak sağlıyordu festival alanı.
Uzun mücadeleler ve tepişmeler sonucu çadır kuruldu, ortamdan biraz uzaklaşıp yenilip içildi, rahatlandı. Çadıra dönüş vakti gelmişti. Çadıra dönüş dediysek, küçümsemeyin dostlar. Bunları elimizde fener dağları tepeleri aşarak yapıyoruz. Herkes hayatta kalamıyor. Daha sonra dört kişilik çadırımızda taşların üstünde dik bir açıyla fantastik bir uyku çektik. Sabah oldu sonra. Sabah oldu dediysek, zaten saat 5'e doğru azıcık uyuduk, bir-iki saat geçti demek istiyorum.
Sabah güzel bir sürprizle uyandık: Çadırımız çöküp üstümüze düşmüş, kefen gibi bizi sararak adeta "Ölümünüz burada gerçekleşecek!" mesajı vermişti bize. Etrafa baktım, çadırların çoğu yıkılmıştı. Rüzgar çok can almıştı. Önlemini alanlar hayatta kalmış, diğerleriyse yuvalarından olmuştu. Kayıp büyüktü.
Neyse efendim, çadırı daha sonra sağlam temellere oturtup yeniden inşa ettik, bir daha sorun yaşamadık. Şimdiyse gelelim tuvaletlere. Geçen seneki festival yazıma bir bakıyorum da, ne kadar haksızlık etmişim o çilekeş tuvaletlere. Ne kadar üstlerine gitmişim. Bilseydim bu senekileri, yapar mıydım? Aslına bakılırsa tuvaletlerin de suçu yok, yalnızca birkaç bin kişi daha fazla vardı bu sene, o gözden kaçmış. Sağlık olsun, olur böyle şeyler. Yukarıda da temsili bir festival tuvaleti görüyorsunuz.
Bunlar dışında? Yiyecek? Fena değildi. Fiş sistemi yapmış arkadaşlar. Zannedersem kimse almamış olacak ki ilk gün "25 ya da 50 liralık fişler alınabilir." olarak başladıkları bu maceraya son günlerde "Abi bokunuzu yiyim fiş alın 1 fiş alana 3 hediye veriyoruz abii." şeklinde kampanyalarla devam ettiler. İçki? O işle de "Dorock" isimli mekân ilgilendi. Şimdi biz "Dorock"u görünce haliyle "Durak" diyesimiz geliyor. Ama öyle olmadığını da biliyoruz. DORAK demek de ayrı bir garip. Biz aramızda "Ya işte o sandalyeli falan yer var ya, ya içki satan be olum, ya DURAK LAN DURAK İŞTE OH BE." diye anlaştık o bakımdan. Orada da ilk gün 5 lira olan biralar, son günlerde "3 lira yanında da fıstık vericez ehehehe." seviyesine ulaştı.
Of ulan ne içimi döktüm be. Ha hiç mi güzel bir şey olmadı bu festivalde lan? Oldu tabii. Konserler var ya tabii, onu unutmuşum ben. Pentagram izleyip "Heeaövitaa es morteeğğ." diye anırdığım güzel oldu mesela. Duman izledim, hoşuma gitti. Kurban izledim, beğenmedim. Yasemin Mori izledim, nefret ettim. Epica izledim, kadını beğendim müziği dinlemedim. Falan. Bir de bizi festival alanındaki duş ve tuvaletleri kullanmaktan bir nebze olsun kurtaran Foça'da ikâmet eden dostlar vardı. Onlara da özel teşekkürler.
Son olarak, aşağıda sizlere organizasyonun festival öncesi sitede yayınladığı "Festival Alanı" görüntüsünü sunuyorum. Tanrım, ne kadar harika! :)) Yemyeşil çimenler, harika plajlar, müthiş bir düzen! Ana sahnenin yerine baksana aşağıdaki uçta, burası festival için yaratılmış olmalı dostum! :))
Şimdi de sizlere naçizane benim çizdiğim "Fesitval Alanı"nı göstermek isterim. Buyrun efendim. Olur da Foça'ya festivale giderseniz falan bence buna bakın. Yukarıdakine değil. Esen kalın. Öpücükler.
s.
6 yorum:
yasemin moriyi mi beğenmedin!! sen ne bilcen sinan yaa..
abi sen bilmiyosun sago hayko kolera yasemin mori çıktı mori dinleyemedim be hacı sözler güzel o ayrı ben bestelicem kıza
Epica için çekilir o kadar çile. Hiç önemli değil.
hocam busefer tuvaletlerimi kullandın şişeler hakkında pek durmamışın
teraziye tık.
bu sefer hiç şişe yoktu o rezil tuvaletlere rağmen, şaştım.
yasemin mori'yi kurban öncesi yem gibi attılar insanların önüne, yazık oldu. albümden bi dinlesen güzel aslında.
ve evet tüm tespitler yerinde emeğe saygı repleri görelim.
Yorum Gönder