17 Kasım 2010 Çarşamba

Misli..


Severim futbolu. Hani üzerine hisli hisli yazılar yazacak, hayata benzerliği üzerinden sevimli tespitler yapacak kadar değil belki ama; televizyonun başına geçtim mi de Ntv Spor'u açarım arkadaş. Sorsan sayarım Beşiktaş'ın 11'ini yani. Ha ama, işin teknik boyutuna girdik mi, orada haddimi bilirim dostlarım. Anlamam yani. Maçı izlerken savunma bloğundaki kopukluğu, orta sahadaki düzensizliği filan pek sezemem, öküz gibi topu izler gözlerim. Anca "Bi takım gol atsa maç zevkli olucak ama...", "Abi orta yapıyo iyi de kafa vurucak adam yok ki." gibi sığ yorumlar yaparım ekran karşısında.

Bu seviyede futbol kültürüyle de maçların nasıl sonuçlanacağına dair mantıksal çıkarımlar yapmak pek mümkün değil, takdir edersiniz ki. Hele ki bu çıkarımları kağıda döküp, bahis sektörünün ekmeğini yemek, hiç mümkün değil. Lâkin biraz hadsiz bir insan olduğumdan, zaman zaman bu işe de kalkışıyorum. İddaa oynuyorum arada.

Oynuyorum dediğime bakmayın dostlarım, pek beceremiyorum aslında. Hayır hayır, yanlış anladınız! Maçları zaten bilemiyorum da, kuponu doldurmayı da pek beceremiyorum yani. Geçen oynadık misal, dört tane maç yazıverdim kağıda. 10 yaşında piçler bile tıkır tıkır doldururken kuponları; ben oynadığımız maçlara bir göz atınca, oldukça sarsıldım. "Abi bu maçta birinin 10 farklı yenmesi lazımmış yaa.", "Aaa olum ben ilk yarı Lazio demişim lan hassktiir." şoklarını yaşadım üst üste. Bırakın maçın sonucunu bilmeyi, sığ düşüncelerimi kağıda bile dökmekten acizdim.

Böyle 15-20 kere falan oynamışımdır herhalde. Yine geçenlerde bir dost meclisinde, geçtim o yeşil yeşil programın başına. Bu kez vaktim de yoktu, zira "Beyler Bursa maçına 10 dakika var, onu yazacaksanız acele edin." şeklinde daraltıyordu beni tezgâhın başındaki kara vicdanlı. 4 tane maçı yazıverdik umarsızca. Neyse ki bu kez kuponu doğru doldurmayı başarmıştım tecrübeli dostlarımın yardımıyla. 1'e 15 veren kuponumuz hazırdı. Yine "Abi Wolfsburg on ikinci, Schalke on beş. Çok sakat maç berabere biter." mantığıyla hazırlanmış, yüzeysel bir kupondu ne yazık ki. Schalke 04 kulübü başkanı gelip "Pardon arkadaşım, bizim takımdan 5 oyuncu sayar mısın?" dese, söyleyecek lafım yok .mına koyim.

Lafı fazla uzatmayayım, kupon bir şekilde tuttu efendim. Vallahi bak. Tarifsiz hisler yaşadım. Son maçın bitiş düdüğünün üzerinden 1 dakika geçmeden, İddaa bayiinde aldık soluğu. 45 Lira. Hiç fena değil. Şimdi, yirmi senelik ömründe 1 (bir) kez yaşamışsan bu sevinci, fazla uzatma di mi ama? Al paranı geç. Bırak bu işleri. Şansın yaver gitti, çıkardın işte senelerin zararını?

Bu sabah kısa bir yürüyüş yaptım İzmir sahillerinde dostlarım. ATM'ye de uğradım. "Ödemeler" sekmesinden, "Şans Oyunları"na ulaştım. Misli.com hesabıma 10 lira aktardım. Mâlum bugün milli maçlar var. Şimdi izninizle takımları analiz etmeye gidiyorum. Hollanda tam kadroymuş, bizi yener. Almanya da oturmuş bir takım sonuçta, tokatlar geçer İsveç'i. 

s.

Edit 1: Ulan "İddia"yı "İddaa" diye yazan bir nesil yetiştirdiniz, şimdi de benim cebime göz diktiniz şerefsizler.

Edit: 2 Lira yatırdığım ilk kuponumda yazdığım 4 maçın, 4'ü de yattı. Pes etmeyeceğim.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bütün takımların ilk 11ini bilip kupon tutturamadıktan sonra oranlar üstünden istatistiksel bilgilerle idda oynayan ben nolacam peki? 2.50-2.10 maçların %80'i 2 bitmiş %92.5'i 02ç bitmiş bla bla bla diye 2-3 kupon tutturup kendimi dahi ilan etmişliğim var.

bahisler büyüdükçe de yatış oranı hızlandı tabi.

Kıreyzi Görl dedi ki...

Kıyamam sana <3 Ben bu konuda tecrübeliyim. Gel bana sor.Pes 2011'de çok fena penaltı atarım aklın durur. Yeap.

Adsız dedi ki...

şans oyunları böyle işte :) aman daha fazlasına gitmesin

s. dedi ki...

pes 2011'de ben dışarı atıyorum misal penaltıyı mutlaka, takdir ettim :P