28 Aralık 2009 Pazartesi

Berber..


Arkadaş benim berberlerle yıldızım barışmıyor. Yok yani. Aylar yıllar önce, belki de hayatımın en büyük rezilliklerinden biri olan berberden bahsetmiştim sizlere. Bugün bir diğer saç kestirme macerasının ardından görüyorum ki, benim artık bir tıraş makinesi almam ve saçımı kendim kesmem gerekiyor. Geriyor beni o ortam.

Zaten kendimi bildim bileli saçımı "Üç numara."dan başka bir şey yapmadım. Uzadı, üç numara yaptım. Uzadı, üç numara yaptım. Dümdüz. Bizim jenerasyonda insanlar yeri geldi "Ümit Davala saçı" ile coştu, yeri geldi arkadan kuyrukları uzattı. Bense hep üç numara. Üniversiteye girdik, insanlar saçları uzattı. Ben üç numara. Tabii biz de zamanında "Ulan bi imaj yapsak bişey yapsak milletin aklını alsak." diye düşünmedik değil. Benim bu yönde yaptığım tek çalışma soytarı gibi uzattığım favorilerim oldu, çizimlerden de görüyorsunuz. Lisenin ortalarında başlayan bu favori çılgınlığım halen sürüyor. Onun dışında üç numara...

Neyse ne diyorduk. Berber. Hani "Üç numara olsun abi." diyerek berberde geçirdiğim zamanı minimuma indirsem de, yine de berberde açılan geyiklerden yakamı sıyıramadım. Bugün de tırsa tırsa gittim. Paltomu astım, koltuğa oturdum. Hemen "Abi üç numara komple." diyerek niyetimi belli ettim. Bir de kalkarken "Ne kadar abi." desem, bana fazlasıyla yeter. Neyse efendim başladı tıraş. "Hızııığğeeeeeeaağ." diye bir güzel kazıyıverdi kafamı berber. İyi gidiyorduk. Ta ki arkadaki televizyonda Petek Dinçöz'ün "Foolish Casanova" adlı parçasının klibi görününceye dek.

Huşu içinde süren tıraş, berberin "Abi ne demek şimdi bu foolish casanova, ne diyo yani şarkıda?" sorusuyla bir anda gergin bir hâl aldı. Ben tabii ki berberin ne dediğini anlamadım. Berberlerin ne dediklerini genelde anlamıyorum. O sırada ben raftaki Ondüla marka jölelere, Arko tıraş kremlerine falan bakıyordum. Üçüncü defada soruyu anladıktan sonra "Ha? Hee. Hehehe. İşte 'Aptal çapkın' gibi bişey hehöehe." diye cevap verdim titrek sesimle. "Yani 'sen aptal çapkın.' mı diyor?" dedi. "Evet." dedim. "Peki 'just' ne demek?" dedi. "Yalnızca, sadece gibi bişey." dedim. "Casanova aptal mı demek?" dedi. Şimdi ünlü İtalyan çapkın Casanova'dan bahsetmenin yeri değildi. Bunalmıştım. "Evet." dedim. Artık her soruya evet diyordum. Neyse sonunda klip değişti, bir nebze olsun rahatladık.

Şimdi "Üç numara" dediğin kolay bir şey. İstese beş dakikada bitirir. Tabii "Ulan o kadar para aldın beş dakika sürdü?" demeyelim diye, tıraşın son 10-15 dakikalık kısmı berberin yalan yalan hareketleriyle geçiyor. Ufak bir makas alıyor, ensemin dibine girip "Kıt... Kıt..." diye bir şeyler yapıyor. Sanırsın ameliyat yapıyor pezevenk. Tarağın üstüne makası koyup kesiyor falan. Soytarılıktan başka bir şey değil. Neyse bu son 10-15 dakikayı da haber izleyerek geçirdik. Murat Boz'un 2010 yılında Eurovision'da ülkemizi temsil edeceğini belirten berber, bu konuda fikirlerimi almak istedi. "Sırf tipi var abi." diyerek de kendi tuttuğu tarafı belli etti. Berberle ter düşüp Murat Boz üzerinden polemik yaratmanın alemi yoktu. "Evet bence de sırf tipi var diye şey yapmışlar işte." diye yanıtladım.

Neyse ki sıkıntılı halimi gören berber de daha fazla sardırmadı geyiğe. Aradığı tadı bende bulamadı. Saç yıkama teklifini de kibarca reddedince, aramızdaki bağlar tümüyle koptu. Anladım ki benim artık bir tıraş makinesi almam gerekiyor. Yüz yıllık Foolish Casanova'yı da tam çalacak zamanı bulmuş mına kodumun televizyonu. Hadi görüşürüz.

s.

2 yorum:

melke dedi ki...

harbi Murat Boz mu temsil edecekmiş beni? Şaşırdım.
Neyse 3'e devam.

murthy dedi ki...

yanlız olmadığımı biliyordum...biliyordum...abi şampuanlayım mı diyen bu organizmalar insanda berber fobisi yaratıo kanımca:
http://murthia.blogspot.com/2010/01/real-men-have-long-hair.html